TUGİP - Gıda Arz Güvenliği için Ar-Ge ve İnovasyon Çalıştayı

15 Haziran 2022 Çarşamba günü düzenlenen, Gıda Arz Güvenliği için Ar-Ge ve İnovasyon Çalıştayı’nda TUGİP ve INNOFOOD projesi tanıtımı sonrasında, Dünya’da ve Türkiye’de bu alana yönelik stratejiler ve teknolojinin rolü, gıda güvencesi ve gıda güvenliğine yönelik inovatif çalışma örnekleri sunuldu.

Gıda, İçecek ve Tarım Politikaları Araştırmaları Merkezi (GIFT) olarak katıldığımız çalıştayda, genel sekreterimiz Rabia Aktaş “Gıda Arz Güvenliği – Ar-Ge ve İnovasyon” konulu bir sunum gerçekleştirmiştir. Aktaş, g sıfır atık inisiyatifi ve su yönetimi gibi ıda arz güvenliği bileşenlerinden bahsedip, Türkiye’de Ar-Ge’ye ve inovasyona olan ihtiyacı rakamlarla gösterdi. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA) ve Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Türkiye’de obezite oranları kritik seviyede; her 3 kişiden 1’i obez. Bu durum gıda tedarik zincirinin her bir basamağında sağlıklı, besleyici, inovatif gıdaların üretimini teşvik etmeli ve hem insan sağlığı için hem de gezegen sağlığını düşünerek, atığı az, hasat sonrası işlemde ve depolamada, dağıtım ve tüketimde de bu bakış açısına göre hareket edilmesi gerektiğini bildirdi.

Peki ne yapacağız?

Aktaş, tarım ve gıda konusunda ‘kutunun dışında’ düşünülmesi gerektiğini, multi disipliner bir çalışma ile alanda çalışan herkesten görüş alınmasının ihtiyaç olduğunu belirtirken; yerel işbirliklerinin küresel prensipler ile şekillenmesine muhtaç olduğunu bildirdi. 

Hakkımızda 

Gıda, İçecek ve Tarım Politikaları Araştırmaları Merkezi (GIFT), 2017 yılından beri, tarım, gıda, beslenme ve gastronomi konularında çalışmalar yapan ve bu alanlarda çalışan çiftçi, akademisyen, girişimci, start- up şirketleri, KOBİ ve büyük ölçekli işletmeleri bir araya getiren bir platform olarak çalışan bir düşünce kuruluşudur.

“Gıda ve tarım sektöründeki tüm aktörleri bir araya getirmeyi, ortak sorunları belirlemeyi ve bu konularda ortak politikalar üretmeyi amaçlıyor.”

Hedeflerimiz

  • Tarım ve Gıda sektöründeki sorunları doğru tespit etmek
  • Birlikte hareket etme kabiliyeti kazanmak
  • Tarım ve Gıda sektöründe bilgi kirliliğini azaltmak
  • Etkili savunuculuk çalışmaları yapmak
  • Politika yapım sürecine katılabilmek

Hedef kitlemiz

-Çiftçi

-Tüketiciler

-Kamu

-Endüstri

-Gıda ve tarımda inovasyon odaklı çalışan start up firmaları ve sektörler

-Üniversiteler

2017- 2022 faaliyetlerimiz

I.Gıda ve Tarım Politikaları Konferansı

II.Tarım, Gıda ve Beslenme Politikaları Konferansı

III. Tarım ve Gıda Politikaları Zirvesi

Çiftçi ve Gıda Endüstri Diyaloğu

Gıda ve Gastronomi İnovasyon Zirvesi ve Gıda Plus Ödülleri

Hayvansal ve Bitkisel Temelli Beslenme

Gıda üretimi, su ve arazi kullanımı yönünden çevreye etkisi fazladır. Özellikle, hayvansal gıdaların üretimi için hayvan yetiştirmek, hayvan refahını gözeterek su ve arazi kullanımı bu çevresel yükü (sera gazı artışı, karbon ve su ayak izi, vb.)  artırmaktadır. Hayvansal gıdaların üretimi, total sera gazı emiliminin %14.5’inden sorumludur. Hayvanların kullandığı alan arttıkça, ormanlık alanların büyüklüğü azalır, erozyon riski oluşur, su kaynakları kontamine olabilir veya hava kirliliği görülebilmektedir. Bu sebeple, et ve et ürünleri üretiminde işletmenin büyüklüğü önem kazanmaktadır. 

Bitki temelli gıdaların üretim şeklinden dolayı hayvansal gıdalardan daha çok ekolojik olarak faydalıdır. Bu sebeple, vegan ve vejetaryen beslenme örüntüleri daha çok sürdürülebilir olarak bilinmektedir. Fakat, Akdeniz tipi beslenme ve EAT- Lancet’in hazırladığı ‘Gezegen Diyeti’nde, et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerine yer verilmiş; sadece sıklık ve miktar konusunda önerilerde bulunmuşlardır. 

Dana eti, süt ürünleri, domuz eti, balık yumurta veya tavuktan daha fazla çevresel etkiye sahip olmakta; fakat karbon ayak izini belirleyen diğer etkiler (üretim şekli, üretim yeri, taşınımı, vb.) ile bu durum değişebilmektedir. Meyve, sebze, baklagiller, tam tahıllar ve zeytinyağı ise en az çevresel etkiye sahip besin gruplarıdır. Besinler işlendikçe ve taşınımı arttıkça, karbon ayak izi ve iklim değişikliğine etkisi artmaktadır.

Et ve et ürünlerinin çevresel etkisini azaltabilecek farklı uygulamalar üzerine çalışılmaktadır. Hayvan ıslahı ve yem katkı maddelerinde yapılan inovasyonlar, verimi artırmakta ve çevresel etkiyi azaltmaktadır. Buna ek olarak, spesifi bir deniz yosunu çeşidinin ineklerin beslenme örüntülerine eklenmesi ile sindirim artmış ve metan gazı emisyonu %60 oranında azalmıştır.

Et tüketimini nasıl azaltabiliriz?

  • #etsizpazartesi gibi uluslararası boyutta bir hareketin parçası olabilirsiniz. Bu hashtag ile et grubu içermeyen tarifleri, farklı sosyal medya kanallarında görebilirsiniz.

  • Et grubu besinleri (kırmızı et, tavuk, balık, vb.) sadece bir öğünde tüketmeye özen gösterin.

  • Et grubu besinleri yediğinizde, miktarını azaltmaya özen gösterin.

  • Bir öğününüzde, sadece bitki temelli beslenmeye çalışın; sebze, tam tahıl… 

  • Gıda güvenliğini de göz önünde bulundurarak, et grubu alışverişinizi yerel marketlerden- işletmelerden yapabilirsiniz.  

Kaynaklar

  1. Clark, M. A., Springmann, M., Hill, J., & Tilman, D. (2019). Multiple health and environmental impacts of foods. Proceedings of the National Academy of Sciences, 116(46), 23357-23362. 
  2. Rust, N. A., Ridding, L., Ward, C., Clark, B., Kehoe, L., Dora, M., … & West, N. (2020). How to transition to reduced-meat diets that benefit people and the planet. Science of the Total Environment, 718, 137208.