Danone - 2021 ‘The Food Revolution Barometer’

Danone’un ‘tüketiciyi dinleyen’ bir marka olduğunu kanıtladığı, 2021 yılına ait Gıda Devrimi raporu,  yiyeceğin yapılışından, tüketim davranışımıza ve bu süreçlerde tüketici olarak bizlerin oynadığı role dek açıkladığı bir rehber olmuş. Gıda ile ilgili 225 milyon çevrimiçi konuşmayı analiz etmişler; rapor buradaki anahtar kelimelere göre derlenmiş. Son 2 senede, gıda konusunun revaçta olduğu görülüyor.

Girişimciler, yatırımcılar, AR-GE’ciler, sürdürülebilirlik bazlı çalışanlar, gıda tedarik zincirinde rol oynayan tüm üretici ve tabii ki tüketiciler; her bir bireyin kendine ait bir

bölüm yakalayabileceği bu rehberdeki ana başlıkları özetliyoruz.

 

 

 

Danone raporunda, artık daha çok konuşacağımız ve ilgilenmemiz gereken 14 kavramı açıklamış. Raporu okurken, ikona tıklandığında o bölümü detaylı okuyabilirsiniz. 


  • Yeni Terimler


Organik, doğal, onarıcı tarım.. Artık sağlıklı besin kavramı ile ilişkili birçok şey biliyoruz. İklim değişikliğinde tarımda yanlış kullanılan birçok faktör etkili; gübreler, pestisitler, yanlış uygulamalar. Artık üreticilerin bu kavramlar hakkında bilgi sahibi olduğu ve değişmeye zorlandığı bir dönemdeyiz. 

 

Herkese adil bir şekilde yetecek, taze, besleyici ürünlerin olduğu bir besin sistemi kurulabilir. 


  • Teknoloji ile İnovasyon


Teknoloji geliştikçe, tarımda inovasyon artıyor. Bugün birçok yerde farklı tarım çeşitlerini ve çiftçilere yardımcı olacak dijtal cihazları görebiliyoruz. Bu sayede hayvan refahı, biyoçeşitlilik sağlanıyor; artan popülasyonu beslememize yarayacak oluşumlar artıyor. 

 

Çiftçiler ile gıda endüstrisinin diyaloğu arttıkça, uygulanabilir ve etkili teknolojik inovasyonlar artacaktır. Bu da insanı, gezegeni ve sağlığı koruyacaktır.


  • Üreticini tanıyor musun? 


Küçük ölçekli ve kırılgan çiftçilerin desteklenmesi, tüketim alışkanlıklarımızı devam ettirebilmemiz için önemli bir kriter. Günümüze dek, birçok kişi çiftçinin refahı ve adil üretim koşulları konusunda bilgi sahibi değildi. İklim değişikliğinin sıklıkla konuşulmaya başlanması ve ardından gelen gıda krizi sorunları, üretimden tüketime, zincirdeki her bir basamağı merak etmemizi ve araştırma yapmamızı sağladı. 

 

Şüphesiz artık daha çok ‘üreticini tanıyor musun?’ dite sorulacak; burada şeffaf ve adil olan markalar kazanacak. Üreticisine değer veren, güvenliği için endişe eden şirketler ön planda tutulacaktır. 

 

 

  • İyi Paketleme


Yediklerimiz kadar, yediğimiz besinleri uzun süre marketlerde tutan ambalajının dönüşümü de insan ve çevre sağlığı için önemli bir konu. Plastikler ve paketleme

süresince oluşan atıklar doğada çözünmüyor; mikroplastikler artık anne karnında bile var. İleride ne tür sağlık etkilerine yol açabilecek henüz bilmiyoruz bile. 

 

Bir ürünü satın alırken, tüketici olarak paketleme konusunda da sorular sormaya başlamalıyız. Tek kullanımlık plastikler yerine geri dönüştürülebilir veya tekrar kullanılabilir. Paketlemenin besini güvenli tutması ve çevreyi koruması gerekiyor. 

 

 

  • Dürüst Markalar


Küresel bir krizle karşı karşıya olmak, tüketicilerin gıda güvenliği, etiket okuma ve sertifikalar konusunda markaları daha çok sorgulaması ile başladı. Bu yüzden gıda tedarik zincirinde yer alan tüm süreçlerin takip edilebilmesi ve şeffaflığı, tüketicilerin güvenini kazandıran bir uygulama oldu. Bu konularda, teknoloji ile işbirlikleri devam ettikçe, tüketicileri yeni uygulamalar bekleyecek. 

 

Tüketiciler bir ürünü incelediğinde, gıda güvenliği, kalitesi, etik ve sürdürülebilirlik boyutunda da bilgi sahibi olabileceği bir sistemde yer alabilir. 

 

 

  • İstenildiği anda kapıya ulaşan gıdalar


Gıdaya neredeyse düşünme hızında ulaşmak, besin tercihlerinde ve besine bakış açısında büyük değişimlere neden oldu. Yemeğin kendisini getirenler, yemeğe ait malzemeleri ve tarifi getirenler; hızlı, kolay, damak tadına hitap eden besinler veya öğünler…

 

Her sistemin daha yüksek kalitede, herkes tarafından karşılanabilir ve sürdürülebilir ve göz açıp kapayıncaya dek gerçekleştirilebilir hızda olacağı bir kaynak ve sistem varlığı için çalışmalıyız. 

 

 

  • Yerelleşme


Yerel ölçekte üretilen besinler, hızlı ve kolay ulaşım sağlandığı için taze, besleyici, lezzetli, daha yüksek kalitede ve sürdürülebilir olurlar. Yerel üretim, ‘adil ticaret’ ve ‘organik’ beyanları gibi kaliteyi gösterir. Tüketiciler, yerel üretimi ve üreticileri daha sürdürülebilir, etik ve adil görmektedir.

 

Pandemi ve karantina döneminde, bireyler ‘ev yapımı- evde yetişen’ besinlere karşı daha hassaslaşırken, tarım tekniklerini de olabildiğince kent içerisinde uygulamaya başladı. Bu yüzden, gıda tedarik zincirlerinin,  yerel ölçekte düşünerek, çiftçileri – çiftçi refahını sağlayabilecek şekilde- genişlemesi ve herkes için besleyici gıda üretimini destekleyecek şekilde ilerlemesi gerekiyor. 

  • İlaç olarak gıdanın önemi

 

 

Tüketici gıdalar üzerine daha çok okuma yapıyor, daha çok soru soruyor. Özellikle pandemi döneminde, bağışıklık sistemi ve beslenmeye yönelik birçok soru işareti oldu; bireyler araştırdıkça kendilerine uygun bulduğu ürünleri seçtiler. Etrafta bu kadar çok bilginin varlığı, doğruyu ve yanlışı ayırt etmemizi zorlaştırsa da, tüketiciler konusunda bir şeyden eminiz. Gıda tedarik zincirinin neredeyse her bir basamağına yönelik soruları var. 

Tüketici bilinçlendikçe, sağlıklı, besleyici, geri dönüşüme açık ve inovatif ürüne de talebi artacaktır. Bu hem sağlıklı ürün üretiminde rekabeti artıracak, tüketici sağlığını koruyacak; hem de çevre sağlığı göz önünde bulundurulacaktır. 

Sağlıklı gıda çevresi ve şeffaf ve sürdürülebilir bir besin sistemi, bireyin sağlığını geliştirdiği gibi, bireylerin gıdalarla sağlıklı ilişki kurmasına da yardımcı olur.

 

  • Gıdalar aracılığıyla daha iyi bir biz!

Obezite pandemisi ve toksik diyet kültürü arasında sıkışan bireylerin, daha iyi bir sistematik güdüm ile yaşam tarzı değişikliğini seçmesi ve kişiselleştirilmiş beslenme/egzersiz planına uyması sağlanmalıdır. Boş enerji kaynaklarına (basit şekeri ve doymuş yağı fazla olan fast food besinler gibi) yönelimi azaltan, herkes tarafından ulaşılabilen, maliyeti az; sağlıklı ve besleyici besini sağlayan gıda tedarik zincirleri ve markalar oluşturulmalıdır. 

 

  • Bir amaç için yemek yemek

Pandemi döneminde birçok birey, besin tercihlerinin ve sağlıklı beslenmenin sürdürülebilir bir çevre ile iki yönlü bir ilişkisi olduğunu deneyimledi. Seçimlerimiz gezegeni koruyabilir veya gezegene zarar verebilir; biyoçeşitliliğe etki edebilir. 

Aynı şekilde, şu andaki gıda sisteminin sürdürülebilir olmadığını çoğu kez gördük; birçok ülkede gıda krizi oluştu. Bu da sürdürülebilir tarım pratikleri konusunda ilerlemenin önemini gösterdi. Tüketiciler ne kadar çok bu konuya dikkat çekip, talep ederse, sürdürülebilir tercihler yapmak o kadar kolaylaşacaktır.

 

  • Gezegen Diyeti

Düşük karbon diyeti, bitki bazlı beslenme ile birleşmiş; hayvan hakları hareketini destekleyecek şekilde kurulmuştur. Lancet dergisinin yayınladığı EAT-Lancet’in

yayınladığı Gezegen Diyeti, iklim değişikliği ve beslenme üzerine yayınlanan belgeseller ve kitaplar, tüketicinin ilgisini çekmiş, alışkanlıklarını sorgulatmıştır. Vejetaryen ve vegan kültürü yayılmaya başlamış, seçenekler artmıştır.

 

En popüler beslenme çeşidinin ve örüntüsünün, gezegen ve insan sağlığını koruyan diyet olduğunu düşünmeliyiz.


  • Atığı Bitirelim


Gıda atığını azaltan çözümler bir an önce yaratılmalıdır. Geri dönüştürülemeyen atıkların sağlık için risk oluşturması, gıda tedarik zincirinin her basamağında atık oluşması ve oluşan atıkların değerlendirilememesi insan ve gezegen sağlığı için de büyük sorundur. 

Bu sebeple, atıkların azaltılması için inovatif çözümler geliştirilmelidir. Bunlardan birisi, yenilebilir materyallerdir. Buna ek olarak, gıda israfına yönelik çözümler düşünülmeli, israf konusu kültürel olarak kabul edilmemelidir.


  • Adil Gıda


Gıda sisteminin adaletsizliği, müsrifliği ve kırılganlığı, toplumdaki aç ve yetersiz beslenen çocuklar başta olmak üzere dezavantajlı grupları daha çok etkilemektedir. Yetersiz beslenme hala birçok ülke için çok ciddi bir sorundur. Gıda güvencesi tüm toplumlar için sağlanmalıdır. Gıda güvencesi sadece ülkelerin gelirleri ile ilgili değil, aynı zamanda zaman ve coğrafya ile de ilişkilidir. Pandemi sürecinde, birçok ülke olağanüstü durumlardan dolayı gıdalara erişememiş ve büyük bir tehdit oluşmuştur.

 

Kaliteli bir gıda sistemi herkes için sağlıklı beslenme koşullarını karşılamalıdır. Sağlıklı ve besleyici gıdaya ulaşımın bir hak olduğu vurgulanmalıdır. 

 

 

  •  Yeni bir aktivizm 


Gıda tedarik zincirindeki her bir kişi-kurum birbirleri ile iletişimde kalabilir, birlikte herkes için en iyi fikri üretebilir. Bu başlık altında açıklanan “’Food as a lever for social change’ kavramı çok etkili. Gıda konuşarak bir araya gelebiliriz; geleceği şekillendirebiliriz. 

 

 

Danone sponsorluğunda yazılan raporun aslına buradan ulaşabilirsiniz; https://www.wearefuterra.com/thinks/the-food-revolution-barometer