[vc_row][vc_column][vc_single_image image=”1441″ img_size=”full” lazy_loading=”true”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][ultimate_heading main_heading=”Adana’da Ortak Savunuculuğu Anlattık!”][/ultimate_heading][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”2/3″][vc_column_text]

21 Haziran 2019

GİFT, AB Merkezi Finans Birimi tarafından fonlanan Çiftçi-Sanayici Diyalogu Projesi hakkında tarım gıda sektörlerinde farkındalık yaratmak üzere yaptığı çalışmaları
sürdürüyor. Ekip, Adana’da, üreticilerden sanayicilere, borsalardan karar vericilere pek çok insanlar bir dizi görüşme gerçekleştirdi.

Ortak savunuculuk, yani, farklı aktörlerin kendilerini ilgilendiren ortak sorunların bütüncül bakış açısı ile çözümü için bir arada hareket ederek politika yapımına
katılım göstermeleri, Türkiye için yeni bir kavram. Öte yandan gıda ve tarım çevrelerinde konuya ilgi büyük.

GİFT ekibi, Çiftçi-Sanayici Diyalogu Projesi’ni tanıtarak destek almak için Adana’da geçekleştirdiği bir dizi ziyarette orat politika savunuculuğu hakkında yoğun ilgiyle
karşılaştı.

Görüşmeler kapsamında, Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Tekfen Tarım Operasyon Müdürü Hasan Yener ve Özer Mehmet Türel, Tarım İl Müdürü Muhammed Ali Tekin, Sunar Grup Yöneticisi Hüseyin Çomu, Limkon Üretim Müdürü Mustafa Kurt ve Kalite Güvence Müdürü Eda Akalın ziyaret edildi.

Görüşmelerde, ortak savunuculuğun önemi anlatılarak Proje hakkında bilgi verildi ve potansiyel işbirliği fırsatları değerlendirildi. Adana dönüşü yapılan ziyaretlerle ilgili bilgi veren GİFT Yönetim Kurulu Başkanı Samet Serttaş, şunları söyledi: “Birbirini görmezden gelerek çalışmak, tüm ülkenin kaynaklarının israf olmasına yol açar; toplumun ortak fayda ve değerlerine öncelik verilmesine engel olur. Örneğin çiftçi talep edilenden fazla mısır ekerse, ürünü elinde kalır; işleyici çiftçiye ürünün gerçek değerini ödemezse, çiftçi endüstriye iyi mahsul satmakta isteksizleşir; dağıtıcı ürünleri nasıl depolayacağını bilmezse, hem kendisini hem malını satın alan manavı zarara sokar. Bu durum ancak, ürünün planlamasından uygun koşullarda yetiştirilmesine, toplanıp muhafaza edilmesinden hızlı dağıtım ve lojistiğine kadar tüm aşamalar hesaba katılarak oluşturulmuş bütünlüklü gıda-tarım politikaları sayesinde aşılabilir.”

[/vc_column_text][/vc_column][vc_column width=”1/3″][/vc_column][/vc_row]